Türkiye'de kaç tane insan, kendi yaratığı bir proje ile ya da fikir ile bir iş yapama başlamış ya da yaptığı işte o dahi proje ve fikir ile bir yere gelmiş.Başka taraftan bakarsak eğer, projesi ya da fikri olan bu ülkede bir yere gelebilir mi? Bir yere gelmek için illa birilerinde icazet almak gerekir mi?Türkiye baktığımız zaman hep yabancı ortaklı şirketler en üst düzeyde. Kim verdi bu ortaklıkları onlara? Verilmesine sebep olan kriter ne idi?Bunlar hep bilir fakat detaylar bilinmez bilinmesi istenmez ya da inkar edilir. O yüzden Türkiye hep bir yerler bağımlıdır.
Bir gün bir iş adamı ülkede sıkıyönetim var ithalat yapmak ister . Yapmak istediği ithalat malına ihtiyacı vardır. Fakat yasaklarda vardır.Adam tanınmış, alır hemen randevuyu. Adam koyar bir "James Bond " paraları, gider o yerin sorumlusuna.Yani rüşvet. Makam sahibi olaydan habersiz. Kahve içerken, iş adamı açar konuyu. Böyle böyle der, çantayı uzatır. Vay sen misin rüşvet teklif eden "s*ktir" der, makam sahibi. İş adamı yüzsüz "ne sinirleniyorsunuz, bir üste gider çanta biraz büyür o kadar"der. Makam sahibi "s*ktir ulan" diye tekrarlar.Fakat iş adamı dediğini yapar bölge sorumlusuna gider. Ama yanında "bavulla". İşi bitirir.Evet belki o ithalat lazım. Peki aynı işi yapmakta olan fakat rüşvet veremeyen ne yapacaktı. Fabrikayı kapatıp gidecekti. Ve o adam tekel olup en zengin olacaktı.Kaldı mı aynısı? Belki sadece bir kaç şekil değişikliği.
Bir gün yine iki iş adamı sohbet ederken, biri sorar "aga! ne kadara mal ediyorsun fabrikayı". Cevap "A'dan Z'ye teşvik. Hatta teşvik fazla geldi fabrika toz kalkmasın ( dikkat daha kaba inşaat yeni bitmiş ve a'dan z'ye dediği fabrika ofislerin kırtasiye malzemeleri dahil her şeyin siparişi ve parayı verilmiş) diye girişe asfalt bile döktürüyoruz". "Yuh" de mi? :)) Evet o adam en zenginler arasında. Ki o fabrika ı yapacak kendi parası en azından yarısını koyacak parası var. Belki o teşvikin yarısı, başka iş adamına verilse, o da iş yapacak. Ama ne yapacak fabrikayı kapatıp gidecek.
Yukarıdaki örnekleri çoğaltabilirim. Bu adamlar geldikleri seviye bile kendi kendilerine gelmediler.Hele holdingleşmiş mafyacıklara hiç girmiyorum. (Belki girerim)Ama sıkmamak ve okuyucularımın da bildiğini bilerek uzatmıyorum.Benim ki hatırlatma gibi bir şey. Türkiye'de klasik bir soru olarak ya da komik bir soru olarak " neden Bill Gates'ler ya da Steve Jobs'lar" çıkmıyor" sorulur. Aslında çıkarttırmıyorlar da ki herke biliyor ama soru bu şekilde sorulmuyor ya da sorulamıyor.
Maalesef , yukarıda bahsetti iş adamı tipi hani şu bazı Üniversitelerde konuşma yapan bazı iş adamları ya da belki patronlarımız (ama bazıları) çoğunlukta olan iş adamlarıdır.Bana Türkiye'nin olması gereken durumdan çok uzakta olması bu adamlarla iş birliği için olan yöneticilerdir.
Son bir ek. Türkiye'de iş yapma mantığı rakibimden nasıl daha iyisini yaparım değildir de, nasıl ayağını kaydırırım mantığıdır.( Yine bazılar için diye belirtmek zorundayım. Siz anlarsınız.)
Bir gün bir iş adamı ülkede sıkıyönetim var ithalat yapmak ister . Yapmak istediği ithalat malına ihtiyacı vardır. Fakat yasaklarda vardır.Adam tanınmış, alır hemen randevuyu. Adam koyar bir "James Bond " paraları, gider o yerin sorumlusuna.Yani rüşvet. Makam sahibi olaydan habersiz. Kahve içerken, iş adamı açar konuyu. Böyle böyle der, çantayı uzatır. Vay sen misin rüşvet teklif eden "s*ktir" der, makam sahibi. İş adamı yüzsüz "ne sinirleniyorsunuz, bir üste gider çanta biraz büyür o kadar"der. Makam sahibi "s*ktir ulan" diye tekrarlar.Fakat iş adamı dediğini yapar bölge sorumlusuna gider. Ama yanında "bavulla". İşi bitirir.Evet belki o ithalat lazım. Peki aynı işi yapmakta olan fakat rüşvet veremeyen ne yapacaktı. Fabrikayı kapatıp gidecekti. Ve o adam tekel olup en zengin olacaktı.Kaldı mı aynısı? Belki sadece bir kaç şekil değişikliği.
Bir gün yine iki iş adamı sohbet ederken, biri sorar "aga! ne kadara mal ediyorsun fabrikayı". Cevap "A'dan Z'ye teşvik. Hatta teşvik fazla geldi fabrika toz kalkmasın ( dikkat daha kaba inşaat yeni bitmiş ve a'dan z'ye dediği fabrika ofislerin kırtasiye malzemeleri dahil her şeyin siparişi ve parayı verilmiş) diye girişe asfalt bile döktürüyoruz". "Yuh" de mi? :)) Evet o adam en zenginler arasında. Ki o fabrika ı yapacak kendi parası en azından yarısını koyacak parası var. Belki o teşvikin yarısı, başka iş adamına verilse, o da iş yapacak. Ama ne yapacak fabrikayı kapatıp gidecek.
Yukarıdaki örnekleri çoğaltabilirim. Bu adamlar geldikleri seviye bile kendi kendilerine gelmediler.Hele holdingleşmiş mafyacıklara hiç girmiyorum. (Belki girerim)Ama sıkmamak ve okuyucularımın da bildiğini bilerek uzatmıyorum.Benim ki hatırlatma gibi bir şey. Türkiye'de klasik bir soru olarak ya da komik bir soru olarak " neden Bill Gates'ler ya da Steve Jobs'lar" çıkmıyor" sorulur. Aslında çıkarttırmıyorlar da ki herke biliyor ama soru bu şekilde sorulmuyor ya da sorulamıyor.
Maalesef , yukarıda bahsetti iş adamı tipi hani şu bazı Üniversitelerde konuşma yapan bazı iş adamları ya da belki patronlarımız (ama bazıları) çoğunlukta olan iş adamlarıdır.Bana Türkiye'nin olması gereken durumdan çok uzakta olması bu adamlarla iş birliği için olan yöneticilerdir.
Son bir ek. Türkiye'de iş yapma mantığı rakibimden nasıl daha iyisini yaparım değildir de, nasıl ayağını kaydırırım mantığıdır.( Yine bazılar için diye belirtmek zorundayım. Siz anlarsınız.)
No comments:
Post a Comment