Sosyal Açıdan Türkiye Ekonomisi (İzmir)

     Genelde ekonomiye yorumu hep rakamlar üzerinden yaparlar.Bir takım analitik veriler üzerinden.  Bunlar, işsizlik oranları, faiz, bütçe dengesi, cari açık , enflasyon gibi  verilerdir.Bu verilere her zaman itiraz gelir, "gerçeği yansıtmıyor" diyerek. Doğrudur. Çünkü gerçek ile araştırma teknikleri üzerinden elde edilen veriler doğru olmuyor olabiliyor. O yüzden "Sosyal Yoruma" ihtiyaç var, bu da zor olduğu, zaman aldığı, masraflı olduğu ve göreceli olduğu için ortak bir sonuca ulaşılamıyor. Fakat Ekonomiye Sosyal açıdan da bakmak lazım.
      Sosyal olarak gözlem yapmak gerekirse alışveriş yapılan yerlerdeki insanlara kuru kalabalık mı, yoksa nerede hareket orada bereket gözlemi ile mi bakmak lazım? Bunun için pazarlar ve çarşıların yanında artık Türkiye'de de moda olan Alışveriş Merkezlerine de bakmak lazım.
      Pazara ve çarşıya indiğimizde İzmir'de eskisi gibi ciddi bir kalabalık görmüyorsunuz.Kuru kalabalık bereketten fazla. Bu yerlere gidenler cüzzi geliri olan insanlardır. O insanların azaldığı görülüyor. Yani alışveriş alışveriş yok. Bu tabi ki esnafı da bir hayli etkiliyor. Dolaylı olarak başka şeyleri de. Mesela işsizlik gibi çünkü iş olmayınca esnaf aynında çalıştırdığı elemanı çıkarıyor, vergi veremiyor, sgkye prim ödeyemiyor vs... Peki AVM ler için durum nedir?
    Pek farklı değil. Belki AVM'ler arası fark olabilir ama çoğunlukla baktığımızda AVM'ler içindeki marketlerde ve yeme-içme bölümlerindeki insanların fazlalığı. Yani alışveriş yok. Dükkanlar boş. AVM, çarşı ve pazarlara baktığımızda insanlar sadece karınlarını doyurmak için uğraşıyor.
     Takibi buradan bir Türkiye ekonomisi çıkarımı yapmak tam olarak söz konusu değil. Ama İzmir Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olduğundan bir çıkarım yapabiliriz.Türkiye ekonomisi canlıymış gibi gözüküyor.