Bloguma biraz yaz tatili arası verdim.Bu ay için sadece birkaç fotoğrafın olduğu bir yayın yaptım o kadar.Ama artık bir yayın yapma daha vakti geldi. Bu yayın bir vatandaş olarak yazın başlamasıyla artan siyasi ve ekonomik gelişmeleri kendimce analiz edeceğim bir yayın olacak
Türkiye'nin bulunduğu Coğrafya'da çok şiddetli çatışmaların ve siyasi olayların yönetimsel müdahalelerin halkların talepleriyle dolu olduğu bir tarihten geçiyoruz. Küresel ekonomik kriz toparlandı deseler de hiç alakası olmadığı ekonomiyi içten yaşayan veya ekonomistleri iktisatçıları derinlemesine takip yapanlar bunun böyle olmadığını biliyorlar.
Türkiye'de "Gezi Parkı" denen masum bir eyleme karşı sert müdahaleye ve buna karşın şiddetli direnişe döndüğünü ve acı olayların yaşandığını gördük. Bu "Gezi Parkı" eylemini ilk başlatanlar gerçekten duyarlı insanlardı fakat daha sonra araya giren ve hakikaten iktidarı istemeyen insanların karışmasıyla olay çok büyüdü. Bir Twitter kullanıcısı olarak olayları provoke etmek isteyenleri ya da eleştiri yapabilenleri çok iyi ayırabildim, ayırabiliyorum.Sadece taleplerini belirtmek isteyenlerin hayatını bu şekilde düzenlemiş ve bunlara destek veren insanların da "duyarlı insanlar" olduklarını görüyorsunuz. Ama diğer taraftan destek verme görüntüsü adı altında görünen insanların bu olaylarda aslında "etliye sütlüye" dokunmadıkları - ki şöhretlerden bahsetmiyorum- iki fotoğraf paylaştıktan sonra soluğu Çeşme veya Bodrum'da aldıkları ve çekinmeden bunları Instagram'dan Twitter aracılığı ile paylaştığını gördüm. Bir tanesi malum protesto edilmesi gereken "Etçi"den fotoğraf paylaşmış "Kusura bakmasın kimse N.....'in eline su dökemez" demiş. Aslında bu insanın derdi refahı bozulmasın. O özgürlüğünü kaplamış ve aslında duyarlı bir insan değil. ölenlere üzülmüyor. Diğer bir tanesi İzmir'de "gelin Gündoğdu'da toplanalım" dedikten sonra Kordon'da direniş sürerken o Kordon'da pahalı bir balıkçıda pozunu vermiş. Bir tanesi babaları ve ağabeylerinin sahip olduğu Holding iktidarın destekçi iken çaktırmadan Boğazdaki yalısından "Gezi Parkı'na" destek vermiş ayıp olmasın çevresine...
Bu bana yanılmıyorsa Lord Kinross'un "Atatürk" kitabından şunu hatırlattı. Mustafa Kemal savaş sonrası Salih Bozok'la Ankara tepelerinde gezerken ışıl ışıl yanan Konaklar görmüşler.(Gaz yağı sıkıntısı olmasına rağmen herhalde) özetle "Paşam biz nerede kalacağız" demiş. Ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü yapılması böyle doğmuş.Hakikaten "her şeye çevreye, siyasi kararlara, yönetimlere bile duyarlı "insanlarla" rahatı bozulmasın diye ve provokatörlere dikkat etmek lazım.
Tabi ki çevremizde yaşanan şiddetli çatışmalarla ölen insanlar. Ben bunu istemiyorum demekle tabi ki bir insanın sahip olduğu gücü ve iktidarı almak kolay değil. O insanda kendini savunmak için elinden geleni yapacaktır. Bu tür işlerde stratejik taktiğinizi iyi uygulamazsanız sizde olayların içine sürüklenir ve bir çok insanın acı çekmesine yol açarsanız. Yanın başımızda Pkk'nın diğer kanadı Pyd'nin güçlenmesi ayrı bir sıkıntı.Bazı insanlar "kötüyse kötüdür" o zaman o insanlarla baştan görüşmeyeceksiniz. Bugün Ortadoğu'da durum "Savaş" durumudur. Sadece ne savaşı olduğunun tam adı konmamıştır.
Türkiye'nin bulunduğu Coğrafya'da çok şiddetli çatışmaların ve siyasi olayların yönetimsel müdahalelerin halkların talepleriyle dolu olduğu bir tarihten geçiyoruz. Küresel ekonomik kriz toparlandı deseler de hiç alakası olmadığı ekonomiyi içten yaşayan veya ekonomistleri iktisatçıları derinlemesine takip yapanlar bunun böyle olmadığını biliyorlar.
Türkiye'de "Gezi Parkı" denen masum bir eyleme karşı sert müdahaleye ve buna karşın şiddetli direnişe döndüğünü ve acı olayların yaşandığını gördük. Bu "Gezi Parkı" eylemini ilk başlatanlar gerçekten duyarlı insanlardı fakat daha sonra araya giren ve hakikaten iktidarı istemeyen insanların karışmasıyla olay çok büyüdü. Bir Twitter kullanıcısı olarak olayları provoke etmek isteyenleri ya da eleştiri yapabilenleri çok iyi ayırabildim, ayırabiliyorum.Sadece taleplerini belirtmek isteyenlerin hayatını bu şekilde düzenlemiş ve bunlara destek veren insanların da "duyarlı insanlar" olduklarını görüyorsunuz. Ama diğer taraftan destek verme görüntüsü adı altında görünen insanların bu olaylarda aslında "etliye sütlüye" dokunmadıkları - ki şöhretlerden bahsetmiyorum- iki fotoğraf paylaştıktan sonra soluğu Çeşme veya Bodrum'da aldıkları ve çekinmeden bunları Instagram'dan Twitter aracılığı ile paylaştığını gördüm. Bir tanesi malum protesto edilmesi gereken "Etçi"den fotoğraf paylaşmış "Kusura bakmasın kimse N.....'in eline su dökemez" demiş. Aslında bu insanın derdi refahı bozulmasın. O özgürlüğünü kaplamış ve aslında duyarlı bir insan değil. ölenlere üzülmüyor. Diğer bir tanesi İzmir'de "gelin Gündoğdu'da toplanalım" dedikten sonra Kordon'da direniş sürerken o Kordon'da pahalı bir balıkçıda pozunu vermiş. Bir tanesi babaları ve ağabeylerinin sahip olduğu Holding iktidarın destekçi iken çaktırmadan Boğazdaki yalısından "Gezi Parkı'na" destek vermiş ayıp olmasın çevresine...
Bu bana yanılmıyorsa Lord Kinross'un "Atatürk" kitabından şunu hatırlattı. Mustafa Kemal savaş sonrası Salih Bozok'la Ankara tepelerinde gezerken ışıl ışıl yanan Konaklar görmüşler.(Gaz yağı sıkıntısı olmasına rağmen herhalde) özetle "Paşam biz nerede kalacağız" demiş. Ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü yapılması böyle doğmuş.Hakikaten "her şeye çevreye, siyasi kararlara, yönetimlere bile duyarlı "insanlarla" rahatı bozulmasın diye ve provokatörlere dikkat etmek lazım.
Tabi ki çevremizde yaşanan şiddetli çatışmalarla ölen insanlar. Ben bunu istemiyorum demekle tabi ki bir insanın sahip olduğu gücü ve iktidarı almak kolay değil. O insanda kendini savunmak için elinden geleni yapacaktır. Bu tür işlerde stratejik taktiğinizi iyi uygulamazsanız sizde olayların içine sürüklenir ve bir çok insanın acı çekmesine yol açarsanız. Yanın başımızda Pkk'nın diğer kanadı Pyd'nin güçlenmesi ayrı bir sıkıntı.Bazı insanlar "kötüyse kötüdür" o zaman o insanlarla baştan görüşmeyeceksiniz. Bugün Ortadoğu'da durum "Savaş" durumudur. Sadece ne savaşı olduğunun tam adı konmamıştır.
Ekonomik göstergelere gelirsek, bunu iyi olmadığı zaten ufaktan ufaktan söylenirken şimdi sesler daha fazla yükselerek, neredeyse bağırarak söyleme noktasına geldi. Ekonomik af söylentileri de gündeme getirmek gerekli oldu bazılarına göre.Peki hakikaten sadece "yaşamak" adına kredi kartı veya kredi kullananları -ki bunları tespit temek hiç zor değilken - taksitle tatile gidene ne demeli ve gezmek için harcama yapanlara ne demeli.Ya da halk ağzıyla "para varken git gör" denilerek küçük yaşata çocukları "Avrupa Turu"na göndermek ne demek? Efendim bunlarda ihtiyaç. Maslow'un ihtiyaç teorisine bakarsak nelere ihtiyacımız var.Ama zor durumlardan geçerken - hele ki Cumhuriyetin ilk yıllarına bakarsak insanlarımızın nelere ihtiyacı vardı- kendimize sahip çıkmamız lazım. Piyasalarda nakit sıkıntı olduğu bankaların mevduat alabilmek için faizleri biraz yükseltiği, kredi vermek için daha çok çaba harcadığı ki bu bankada nakit bolluğu olduğunu gösterir ama gerçek ve tüzel kişilerin bunların geri ödemelerinin risk faktörü arttığı için kimsenin kredi alma istemediği de ortada.Dünya Süper Güçlerinde Dünya'ya bol keseden para dağıtmayacağı Amerika FED kararlarından da belli. Ki bunda Ortadoğu etkisi de var.
Sonuç olarak son yıllardaki iklim şartlarına bakarsak bu sene kışın çok soğuk geçeği bu da ekstra masrafa yol açacağı, ekonomik ve siyasi gelişmelerin havayı ısıtacağı dolayısıyla bunlarında olumsuzlukları olacağını düşünmekteyim.