Translator

Wednesday, June 22, 2016

Kazanmaya Olan Açlık

   Milli Takımımız 2016 Avrupa Şampiyonası'nın ilk iki maçındaki hayal kırıklığı yarattı. Herkesin beklemediği kötü futbol oynadı. Bunun karşılığında başta saha kenarındaki seyircilerden olmak üzere protestolara, sosyal medyada da hakaretlere mağruz kaldılar.
    Bu kadar büyük protesto ve olmaması gereken hakaretler neden oldu? Bunun sadece futbol takımımız ile alakası yok. Bunlar bizim bilinçaltımız.Türk Milleti olarak başarıya yanı kazanma ile gelen başarıya yani gururlanmaya açız. Yakın zamanda  Nobel ödülü alan Aziz Sancar bizi gururlandırdı.Ama Nobel Ödülü almak bir yarış sonucunda değil, bir hizmet sonucunda gelmişti. Biz bir yarış kazanmak istiyorduk. Bunu da en popüler spor dalı olan futbolla elde etmek istiyorduk. Elemelere başlarken kötü sonuçlandık.Neredeyse şampiyonaya katılacak umudumuz kalmamıştı.Fatih Terim ile tekrar bu şansı yakaladık ve şampiyonaya katıldık. Turnuvaya hazırlıklü maçlarında da iyi performans sergileyince müthiş umut doğdu.Turnuvaya başlarken de yine yoğun bir şekilde Milli Takım reklamları dönünce bu umut daha da kabardı. Ve insanlar tek şey beklemeye başladı. KAZANMAK!
   Burada bütün suçu hataları Milli Takım oyuncularına yüklemek yanlış. Evet insanlar mücadele görmek istediler ama ilk maçta olmadı. Daha ilk kaçtan yüksek perdeden başlayınca ikinci kaçta hüsran oldu. Neyseki kolay toparlanıp Çek Cumhuriyei maçını kazandık.
   Bizim Millet olarak kazanmayı da kaybetmeyi de öğrenmemiz gerek. Eleştirileri yıkıcı değil yapıcı yapmak gerek.A Milli Erkek Futbol Takımı'nı tek gurur kaynağımız olarak görmememiz gerek. Örneğin A Milli Kadın Basketbol Takımı'nın Olimpiyatlara kalması kamuoyunda az yer aldı.Herşeyi dozunda yapar ve mücadeleyi bırakmazsak başarı gelecektir.
    Şunu da unutmamak gerekir ki başarı alınan sonuçlar olmayacaktır bu turnuva için. Emre Mor gibi bir yeteneğindeki kazandık.Bu da bir başarıdır, unutmayalım.
   

Diğer Yazılarım/My Other Articles

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...