Translator

Saturday, June 29, 2013

Kalbin Ege'de Kalması

   Biliyorsunuz, sözleri Sezen Aksu, Şehrazat, Yelda Karataş tarafından yazılan müziği Atilla Özdemiroğlu tarafından yapılan "Kalbim Ege'de Kaldı" şarkısından yola çıkarak sizlere insanın neden "Kalbi  Ege'de Kalır" anlatmaya çalışayım.
   Ege Bölgesi Türkiye'nin 4. büyük bölgesidir.Kendi içinde iki ayrılır. İç Batı Anadolu ve "Ege Bölümü" yani adını aldı bölüm. EGE deyince akla gelen kıyı bölümü olan yer.Bu bölüm Ege Bölgesi'nin Kuzey'de Edremit Körfezi Kaz Dağları'ndan başlayarak, Güney'de Fethiye bölümüne kadar olan yer.Şimdi sizlere Kuzey'den başlayarak anlatmaya çalışacağım.
   Kaz Dağları,Ege'nin  hatta Türkiye'nin oksijen depolarından bir tanesidir. İnsanların sağlıklı nefes alabileceği, yazı serin geçirebileceği ama kışın diğer yerlere göre daha soğuk geçirebileceği mükemmel yeryüzü cennetlerinden biridir.Astım hasta olanlara orası önerilir.Orada kendinizi dinlersiniz, sakinliği sessizliği bulursunuz. Yani aslında yaşamaya, nefes almaya şükredesiniz.
   Dağlardan aşağıya inelim. Muhteşem bir körfez -cennet mekanla- karşılaşırsınız . Edremit Körfezi Tabiki Ayvalık. Muhteşem  -soğuk olduğu için ılık sıcaklık isteyenler Temmuzda itibaren girmeyi tavsiye ederim- deniz ile karşılaşırsınız. Tabiki yüzmenin dışında harika koyları olan bir yer. Tabiki balık yemeği yenmenin keyfinin bir başka olduğu yerdir. İçki içmek isteyenler için harika rakı manzarasına sahip ve aynı zamanda şarap tatları olan bir yerdir. Ve tabiki muazzam zeytin yağlarının üretildiği ve zeytin yağı yemeklerinin, mezelerinin yapıldığı yerdir. Hele o zeytin yağları asırlık zeytin ağaçlarına sahip olması ve oradaki iklim sayesinde daha iyi yetişen zeytinlerden üretilen o muhteşem zeytin yağları. Neredeyse yol kenarında her yerde satılan zeytin yağlarında mutlaka alıp evinize götürürsünüz ama oradaki yemeklerin tadı damağınızda kalır.
    Yola deva edelim ve ortalara doğru gelelim Benim memleketim İzmir (Smyrna) Herkesin bildiği hatta ben okurken bütün coğrafya öğretmenlerinin söylediği, Türkiye'nin en güzel Şehri İzmir. 5000 yıllık bir şehir. Muhteşem tarihi hazinesi olan, yıllardır biriken bütün kültürleri içinde barındıran Asırlarca birçok kültüre ev sahipliği yapan İzmir. Sıcak kanlı insanları, bir o kadar özgürlüğüne düşkün, birazda rahatına düşkün yaşamayı seven  İzmir. Hayata karşı olum bakan İzmir.İzmir'i uzun uzun anlatabilirim. Ama bu torpil geçmek olur ve bazı şeyleri keşfetmeyi siz bırakmalıyım.İzmir'in en önemli yerlerinden biri duymuşsunuz Kemeraltı tarihi çarşısı.Bir açık hava çarşısıdır. Herşeyi bulabileceğimiz tarihi yerleri olan bir yerdir. Şadırvanaltına uğrayarak yemek yeyip, kahve içebilirsiniz Havra sokağından geçer balık pazarını görürsünüz. Fotoğraflar çekebilirsiniz.Konaktan Kemeraltına girip  Kuzeye doğru yürürseniz Agora kalıntıları çıkar. Çok güzel şekilde yenilendi mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Konak Varyant'tan Kadifekale'ye çıkar İzmir'e yukarıdan bakarsınız.Ya da tarihi Asansör'den İzmir'e bakabilirsiniz. Bornova ilçesine gidip müze olan tarihi Levanten Köşklerini gezebilirsiniz. Veee tabiki KORDON. güneşin batışını yakaladınız mı değmeyin keyfinize. Aaa burada bir Ladino Yahudi böreği olan ve sadece İzmir'de yapılan Boyoz yemeği unutmayın. Devam edin Urla 'ya gidin Şarap bağlarını görün. Seferihisar, sakin şehrimiz. Tabiki buralarda da bizim zeytin yağlarımız var.Çeşme ve Alaçatı eğlence, deniz, güneş, tatil, aşk , mutluluk, festival gibi güzel şeylerin olduğu bir yer.
     Devam edelim yola Kuşadası'na bakalım. Uluslararası bir yer. Bir çok Cruise gemilerinin rotasında olan bir yer festivallerin konserlerin olduğu bir yer.  Kuşadası'na giderken Efes Harabeleri ve Meryem Ana'ya Şirince'ye bir uğrayın derim .Ortaklarda Söke -Aydın yolunda mutlaka Çöp-şiş yemeye de uğrayın ve yayık ayranı için. Yolun devamında ne var? Didim tatil beldesi, sakin mekanı, Bodrum Türkiye'nin Saint Tropez'i. Bodrum'u anlatmaya kalkmak  çok gereksiz olur.
   Peki siz bunları öğrenmez miydiniz de, ben size niye anlattım?Tabi ki kendiniz en basiti internetten öğrenebildiniz.Ben sadece ufak hatırlatmalar tüyolar verdim.Bir çok yerde arkadaşlarımla anılarım.Bu anlattığım yerlere genç arkadaşlarınızla mutlaka gidin. Ama bir kaç arkadaşınızla grup olarak gidin. Ne olaylar ne olaylar, anılar. Allah'a şükür benim kiler güzel bitti. Emin grup olarak gidin . Tadı o zaman çıkıyor.Emin olun ömür boyu anlatırsınız, sıkılmadan.Bir de hep gidin gençliği hissedin.
    İşte böyle, anlatığım yerlerden ya da bildiğiniz yerlerden birine giderseniz, eğlenceyi,tatili, yolculuğu, kültürü, yemeği, aşkı, sevgiyi, mutluluğu, sakinliği, heyecanı hepsini Ege'de bulur yaşar acısıyla tatlısıyla "Kalbiniz Ege'de Kalır" ve hep Ege'ye dönmek için bir bahane ararsınız.
    İzmir'in yetiştirdiği, İspanyol asıllı İzmirli Yahudi şarkıcı Dario Moreno'nu şarkısı yayınladım, azıcık İzmir'e dolayısıyla Ege'ye biraz ısının diye. Şimdi esas şarkı ile veda ediyorum.

Tuesday, June 25, 2013

İnsanlık Dünya'yı İşgal mi Ediyor?

  İnsanlik tarihi çeşitli protestolara eylemlere tanık olmuştur.Ama son bir kaç yılda yapılan protesto ve eylemlere baktığımızda durumun farklı olduğunu görüyoruz.
  Farklılık insanların her anlamda insanca yaşaması için.Sanki "İnsanlik" için sanki "İnsanlığın" Dünya'yı işgal etmesi için.Peki "İnsanlık Dünya'yı İşgal mi Ediyor?
  Dünya her geçen gün daha kötüye gidiyor. Adaleti bulmak ve aramak her geçen gün ndaha zorlaşıyor. Ekonomik dengesizlik her geçen gün daha çok artıyor. Kültürel bozulmalar her geçen daha çok artıyor. Sosyal yaşam he geçen gün değişiyor. Teknoloji her geçen gün değişip güncelleniyor ve insanlara hissettirmeden daha fazla bağımlılık ve yük getiriyor. Sınıfsal yani ekonomik uçurum giderek açılıyor. İnsanların "bilgisi" artıyor ama "cahilliğide" artıyor. Çünkü insanlar giderek hissizleşiyor                                
  İşte bunların hepsini içinde biriktiren bazı insanlar en ufak -insanlık için- olumsuz girişimde ayağa kalkıyor. Protesto ve eylemlerle sokağa dökülüyor, "İnsanlık" adına.Bursa provokatör, olaylardan nemalanmak isteyen ve İktidarlarin ekneğini yiyip ama artık onkarsan kurtulnak istyenleri ayırmak lazım. Çünkü bu insanlar sadece ve sadece kendilerini düşünür.Ama "İnsanlık" için mücadele edenler aslında Dünya için dahası "Kötülere karşı, "Kötülüğe" karşı mücadele ederler.
  Bazıları birileri "şöyle güçler veya böyle güçler bunları yaptırıyor" diyor.Evet yeryüzünde küçük Şeytanlar kendini küçük İlah bilenler Dünya'da birçok izdahama ve felakete yol açmışlardır.Belkide bu son yıllarda yasananlarida onlar planlanmış ve ne kadar İnsanin sokağa "İnsanlık" adına sokağa döküleceğini test etmişlerdir. Çünkü onlar da biliyorki Dünya artık bu olumsuz ağırlıkları kaldiramiyor ve "İnsanlik" nefes alamıyor.
  Bütün bunları değerlendirdiğimde bu Toplumsal olayları Dünya'nın çeşitli yerlerinde aralıklarla göreceğiz. Çünkü Dünya'nın sosyo-ekonomik verilerine baktığımızda iyi sonuçlar görülmüyor.


Thursday, June 20, 2013

To Know Police Bad

    In the World the first Police Organization had known in Roman Empire The first examples of the police force in the modern sense 1800s London marine police emerged towards the years  Police Organizations. London's Metropolitan Police Service, was founded in 1829, next to the fight against crime, preventive policing approach set out in the first police organization.
   However, I want to research about the sociological, to conduct a survey and would like to write a thesis. Such a thesis, reports, documents or a wide-ranging interview, I do not know. But I'll write what I think at the scene of its own, as always.
   In recent years, the police came up journal again with society protest. America Wall Street, London, Istanbul, Taksim Gezi Park, and finally,  Brazil. So why do the police behave in such a harsh or hard to exhibit behaviors and Who wants that? Why do the police use police rubber bullets, electro-shock device except buttons cannon water?  My Detecting presence of human is "Good and Bad"  So, male or female, there are good or bad  within the police. However to know good and bad, do not mean as we have learned from especially American movies "good cop, bad cop" is meaning humanity! Well the police can specify  their  behavior stand-alone or how much wider their initiative or they can eforced all the orders include illegal orders!!!!?
  When we look at the world, the perception of the police is poor. Because  the police is always sent onto citizens, between citizens and the rights, the police is entered.Police is strong because  there are powerful gun baton. The Police is weak because they have  chiefs or elders colleagues!!! In the film industryand TV shows oftenly use Police subject in their screenplay. We do not like the Police intervene to the protest, but desolate the criminal we love Police.This shows that how important is the fact that the police profession and how much is open to criticism.
   It is important because  the attention of police they solve of a criminal or  careless of Police they lose the crininal that's why they open the critism.
    So why the police are  always someone's police? Why is being used, such as  Bodyguard? Why take the initiative and request the police to intervene in his own hard not prevent it? To protect colleagues or not to lose his job? These people are choosing to do justice to the profession to protect the rights of some people to maintain order or to protect the rights of the people more equal?
    Have mentioned above. Good Police, Bad Police. We have to find Good Cop and support them and do not leave alone You can ask: Have you had to pepper spray, or they hit with batons? No. But I fell foul of with the police.Well  trained Police, rescue our life -especially one of my friend-We were lucky, we met with Good Police. Do not I see Bad Police? Yes I saw.Well what we do when we meet Bad Police. We do not lose our beliveness to justice?That we know that there are Good Police
.     As a result, the police can not rejected  to be "bad" like not rejected the justice when know there are Bad Judge or Prosecutor. But we work for right Laws for Police not to use SOMEONE's BODYGUARDS.
Not: Did you watch Copland film which Slyvester Stallone played?

Wednesday, June 19, 2013

Polisi Kötü Bilmek


   Dünya'da  Polis Teşkilatının varlığı Roma İmparatorluğu dönemine dayanmaktadır. Dünya'da ilk modern polis teşkilatı İngiltere'de görülmektedir.Türkiye'de 1845 yılında modern Türk Polis Teşkilatı görülmüştür. 1937 yılında Emniyet Teşkilatı olmuştur.Peki neden hep Polisler kötü bilinir?
   Bununla ilgili sosyolojik bir araştırma yapmak ,bir anket düzenlemek ve bir tez yazmak isterdim. Böyle bir tez, rapor var mı yada geniş çaplı bir röportaj tarzı bir belge var mı bilmiyorum,rast gelmedim.Ama her zaman ki gibi kendi düşündüklerimi yazacağım
   Gezi Parkı olaylarıyla Polis ve davranışları yeniden gündeme geldi. Peki Polis neden böyle sert davranışlar sergiliyor ya da  sert davranması isteniyor ve hep Polis kötü biliniyor. Benim insan varlığını algılamam "İyi ve Kötü" diyedir. Yani Polisin içinde de kadın ya da erkek olsun iyi ve kötü vardır.Ama bildiğimiz özellikle Amerikan filmlerinden öğrendiğimiz "İyi Polis, Kötü Polis" manasında bir cinlik değil tamamen insanlık anlamındadır.Peki Polis tek başına davranışlarını beliryebilir mi ya da inisiyatif alma yetkisi ne kadar geniştir?
  Dünya'da da baktığımızda Polis algısı kötüdür. Çünkü vatandaşın üzerine hep Polis gönderilir yasalarla vatandaşın arasına hep Polis girer. Polis hem güçlüdür hem güçüzdür. Güçlüdür copu silahı vardır. Güçsüzdür amirleri büyükleri  vardır.Sinema sekötürüne baktığımızda veya televizyon sektörüne baktığımızda ya da benim bildiğim Nejat Usta'nın (Uygur) Cibali Karakolu'na baktığımızda çoğunlukla ele alınan konulardan biri Polis olduğunu görüyoruz. Polis protesto gösterilene müdahale ederken sevmiyoruz ama bir suçluyu perişan edince Behzat Ç gibi seviyoruz. Aslında bu Polis mesleğinin ne kadar önemli ne kadar eleştiriye açık olduğunu gösterir.
   Önemli olması Polisin bir dikkati sonucu suçluyu ortaya çıkarması ya da dikkatsizliği sonucu suçluyu kaybetmesi önemli olduğunu gösterir. Sokakta adaleti sağlar.Diğer taraftan çünkü sokakta adaleti kendine ya da başkasına sağlayabilir! İşte bu yüzden de eleştiriye açıktır.
    Peki Dünya'da da, Gezi Parkı gibi olayları gibi olaylar yaşandığında Polis neden hep birilerinin Polisi oluyor? Neden Polis Bodyguard gibi kullanılıyor? Polis neden inisiyatif alıp kendince sert müdahale edilmesi istenildiğinde bunu engellemiyor? Kötü meslektaşlarını korumak için mi yoksa işini kaybetmemek için mi?Bu insanlar mesleğe seçilirken adaleti sağlamak düzeni korumak için mi yoksa bazı insanların haklarını korumak yani daha eşit insanların haklarını korumak için mi seçiliyor?
    Yukarıda belirtmiştim. İyi insan Kötü insan. Vatandaş olarak Polisi kötü bilmemek içlerinde de İyi polis olduğu bilmek ve onlara İyi olan Polisleri bulmak onlara destek olmak yalnız bırakmamak. Diyebilirsiniz ki sen hiç cop yedin mi biber gazı yedin mi? Hayır. Ama Polisin eline düştüm.Bizim ama  özellikle bir arkadaşım yakın geleceği İyi eğitimli bir Polis sayesinde ısrarlarımız sonucu bizi dinlemesi sonucu ve adaleti sağlamasıyla kurtuldu! Kötü denk geldin mi? Evet. Kötülük yapana şahit oldun mu? Evet.
    Peki İyi Polis nasıl ortaya çıkartacağız.Adaleti istemekle!Polis Sendikalaşmasıyla. Böylece Polisin hakkının korumasıyla ve kendini güvende hissetmesi ama aynı zamanda kanunsuz emri yerine getiren Polisin ve vatandaşa Kötü davranan Polisin meslekten atılmasını da sağlayacak bir Sendika. Vatandaşı da dinleyecek bir Sendika.Vatandaş olarak bunları talep etmeliyiz. Ve tabiki "İyi" savcı ve hakim de talep etmeliyiz.  Polisleri ortaya çıkarmalıyız. Tabi bu bütün kamu kuruluşları için geçerli ama o ayrı bir yazı konusu.
    Sonuç olarak Polisi toptan reddedemeyiz tıpkı " Kötü " hakim ve savcının varlığını bilipte, Hukuku  reddedemiyecemiz gibi. Ama Polisin birilerinin Bodyguardı gibi kullanılmasının önüne geçecek yasaların ve yaptırımların olmasını için çabalayıp, sağlamalıyız.

Not: Slyvester Stallone'nin 1997 yapımı Copland filmini tavsiye ederim.
 

Friday, June 7, 2013

Tren Yolculuğu

     Şimdi diyeceksiniz ki alaka. Görmüyor musun, duymuyor musun gezi parkı olaylarını diyeceksiniz.Daha önce bir tane yazdım. Twitter'da da fikirlerim söylüyorum. Dünkü gece konuşması da çok iç açıcı değildi.  O yüzden biraz kafa dahilsin, yediğim,  içtiğim benim olsun:) gördüğümu yaşadığımı anlatayım.
     Efendim, Konya Mavi Tren yolculugu yaptım. Hemide yataklı:) Aldım biletimi, İzmir Basmane Gari'ndan yola çıktık aksam vakti. Uşak,  Afyon üzerinden Konya'ya yokculuk.
     Tabi aksam olunca trenin penceresinden karanlıktan Manisa çıkışından sonra birşey göremedim. Ama tren yolculu "fena" degildi.Manisa 'ta kadar yağmur vardı.  Vagondaki odamdan tablet ten yaşanan olayları da takip ediyordum. O sırada kafamı kaldırdım ve cok güzel bir manzarayı fotoladim. Ve Anadolu gidiyorum.
     Dedim ya gece yolcuğundan trenden bir sey göremedim. Tren istasyonları, uzaktaki köy ışıkları ha birde küçük bir ilçeden geçerken kahvehanede yapılan mütevazı düğün torenine şahit oldum. Karanlıkta yolculuk ederken köy ışıkları görmek trenin sesi, raylarin sesi eşliğinde bir garip oluyor. Ray sesleri gerçekten güzel bir melodi gibi geliyor.Ve tekrar karanlık zifiri karanlık!
    Odam tabiki küçük.  Yatak olan bir koltuk,lavabo, bir banko dolapli içinde mini buzdolabı.  Biraz iri olduğum için sigmakta zorlandım. Uyku derseniz topu topu üç saat. Çünkü ilk yolculuk ve deprem hissi oluyormuş gibi yolculuk.  Ama yataktan dusmuyorsunuz. Benim sevdiğim yanı ilk yolculuk ve ray sesi melodisi eşliğinde sessizlik! ve tek basinalik.
    Neyse şansıma gün tam ağarma noktasında yani alaca karanlıkta uyandım. Güneş usul usul doğuyor.  Harika bir şekilde Anadolu'ya Türkiye'ye. Dağlık ve ovalik yerlerden geçtiğimiz için tarlalar köy yerleri görüyorum. İnanılmaz güzel hayvanlar sabah kahvaltısına çıkmış. Pencereyi açtım.  Hava çok güzel.  Rüzgar giriyor, odanın içine mis gibi Anadolu kokusu.Yasanan olaylara rağmen umut ve sevinçle doluyor insan.Ve... Tren ve Konya'ya vardır.  İlk yolculuk olmasına rağmen hiç yorgun hissetmedim. Önce havayı içime çektim,  Konya Garina indim.


Sunday, June 2, 2013

Yanlışa Direnmek Haktır

    Türkiye'de İstanbul'da Takim Gezi Parkı'ndaki ağaçların AVM yapılacağı yüzünden kesilmeye kalkılması  ve insanların bunu protesto etmeye kalmasıyla başlayan süreç faklı bir noktaya geldi.
    Birçok sebep var en önemlileri polisin masum bir protestoya çok sert müdahale etmesi ve yapılan açıklamaların sonucunda insanların dayanamamalarının sonucu vuku bulmuştur.Gücü elinde bulunduran Haklı değildir. İster azınlık ister tekil olsun haksızlığa hakkı yendiği düşüne herkes hak arama özgürlüğü vardır. Medyanın olayları yansıtmaması, internetin kesilmesi insanların olanları bitenleri net görememesi araya sızan insanların malına zarar veren provokatörler ekmeğe yağ sürmüşlerdir. Halbuki olaylar yansıtılsa hiç buralara gelmeyecek.
     İnsanların haksızlık karşısında birlik olması güzel. En güzel örnek birbirini yiyen büyük takımların taraftarları.Halbuki stad salan meydan ayırmaksızın herde böyle olsa maçlar şenlik havasında geçer. Birde tabi,ki sokağın parkların bekçileri gerçek sahipleri sokak hayvanları ve kuşları. Göstericiler kadar onlarda çok mağdur oldu ve öldüler.
     Umarım her şey yoluna girer ve hak ve yanlış olduğunu iddia ettiği konularda gösteri yapanlara sert müdahale edilmez.

Diğer Yazılarım/My Other Articles

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...